Otostop
Yola düşmüş dört kişiyle beraber
Bir tane de ufak oğlan var imiş
Para pulsuz, yoldan geçen mobile
Durun bizi alıp gidin der imiş
50 gökten uzak olan Ankara
Eskişehir memlekete varılmış
Vuslat ona gözükünce aniden
Taşa kuşa, ufak oğlan sarılmış
Demiş:
Evim toprak ana
Yarim benim yollardır
Gezmek sanki bin bir kitap
Zihne alev korlardır.
Fakat yakın her mesel
Bir gün sönüp gidecek
Yazmasaydım bunları
Kimdir beni bilecek
Japonlar, büyük gözlü insanlara her zaman hayranlık duymuşlardır. Anime çizimlerindeki büyük gözlü karakterlerden bunu kolaylıkla çıkarabiliriz. Bu hayranlık onların kendilerinde bulamadıklarını, başka insanlarda bulmakla kazanılmıştır. Onlar ki elde bulunanın kıymetinden daha çok elde bulunmayanın arzusu içindedirler. Bu vaziyetin genellenebilir olduğunu düşünüyorum. İnsan teki, kendinde ne bulamıyorsa onu aramaya ve istemeye yeltenir. Bizler de vaktiyle yanıbaşımızda akan hayatı alışıldık sayıp uzakları keşfetme arzusuyla 5 arkadaş, iki grup halinde yol aşındırmaya karar verdik.
Sabah - İlk Işıklar
Önceden belirlediğimiz, Ankara'ya varılacak deyip hedef koyduğumuz yola, sabahın ilk ışıklarıyla beraber dizildik ve eğer otostop çekilecekse iki gruba ayrılmamız gerektiğine karar verdik. Birinci grup; ben ve uzun saçlı, top sakallı arkadaşımdan oluşuyordu. Sadece iki kişiydik, ikinci grubu ise diğerleri oluşturuyordu. Onları diğerleri olarak ayırmak mecburiyetindeyim çünkü onların yolculuk hikayeleri bambaşkadır. Yolun bir başında biz diğer başında da onlar, işe koyulduk. Arabalara el işaretlerimizle bir şeyler anlatıyorduk.
30 dakika sonra olmalı ilk arabamız durdu. Bizi arabasına alan kişi, 60-70 yaşlarında ensesi kalın bir amca/dede idi. Arabanın arkasına oturmakla evvela amcanın ensesi ile tanış olmuştum. Bizi, Turhal'a kadar bırakabileceğini söyledi. Başlangıç için kabul edilebilir bir mesafe. Hoşbeşimiz başladı. Bize, kaybettiği eşini ve geçmiş hayatını anlattı. O yaşlarda eşini kaybetmiş olmanın büyük çöküntüsünden bahsetti ve bize, bu konuda birçok öğüt verdi. Öğütlerden ziyade o anın bende uyandırdığı hisseleri hatırlıyorum. Buruk bir yaşama sevinciyle dolmuştum. Turhal'a varınca hedefimize ulaşmak için arabanın bol olduğu bir başka yola doğru yürümeye başladık. Kısa da olsa yuvamızdan uzaklaşıp yol almak, öz güvenimizi tazelemiş olacak ki enerjisi bol, saçma hareketlerle yürüyorduk. Yürürken bahçesinde inekleri bulunan bir ev gördük ve hayvancağızlarla beraber aynı kareye girip fotoğraflandık. Ayaklarımıza biraz yorgunluk geliyordu ki bir başka araba, yanımızda duruverdi. Toros markalı bir arabaydı bu, içerisinde de af buyurun karamsar ve kaba tipler bulunuyordu. Bizi Çorum yoluna kadar bırabileceklerini söylediler. Sağ olsunlar, lakin geriye dönüp baktığımda birçok otostop hatıram arasından sevmediğim arabalar listesinde onların da isimleri yer alacaktı.
Çorum'dan Ankara'ya
İkinci arabadan da kurtulup karnımızı, yanımızda bulunan ıvır zıvır kırıntılarıyla doyururken üçüncü araba yanımızda durdu. Bu arabanın yolculuğumuzdaki dönüm noktası olacağı, gelişinden belliydi. Siyah olduğunu hatırlıyorum, heybetli bir arabaydı. Dışımızdan,
Hoh be! Azıcık da konforlu, zengin işi olsun yolumuz.
dedik ve bindik arabaya. Siyah gözlüklü, sakallı bir adamdı kendisi. Bize çok cömert davrandı, Çorum'a girince bize arkadaşı olduğunu söylediği tatlıcıda tatlı ısmarladı. Tatlıcıdan sonra Ankara'ya kadar, yaklaşık 4-5 saatlik bir berabeliğimiz olacaktı. Yeniden arabaya binince çenemiz birden düşüverdi. Aklımıza gelen her şeyi anlattık. Bize, ünlü bir makyöz olduğu şöyle aktardı:
Ben makyözlük yapıyorum. Birçok ünlü kişi bana gelir. Pınar Altuğ'lar, bilmem kimler... A, hatta Emine Erdoğan'ın kaşlarını da ben alıyorum...
Sonrasında da bizi susturup kendisi anlatmaya başladı. Belki de bizi, bu yüzden arabaya almıştı. Abimizin anlatacağı çok şey varmış ki yol boyunca mütemadiyen susmadı ve bize dert yandı:
Ah! Bakın işim sebebiyle o kadar kadın vardır etrafımda ama ben, o sarışın dul kadına sevdalandım. Elimden gelen her şeyi yaptım! Sabun büyüsü bile yaptım! Bakalım gayri neler olacak, vallahi de gözümü kararttım!
Soru üstüne sorularla konunun detaylarını irdelerken bize şöyle de dedi:
Vallahi de o dul kadın beni şimdi arasın, arabamı size teslim ediyorum ve hemen uçağa biniyorum! Aha! Bu kadar da sevdalıyım...
İçimizden ettiğimiz, "Ey yüce yaradan, lütfen! O kadın bu gönlü güzel abimizi arasın." dualarımız, daha göğe ulaşmamıştı ki Ankara'ya diğer gruptan önce ayak bastık. Diğer grubun da yanımıza gelmesiyle karnımızı doyurduk ve kolay elde edilemeleyen öz güvenlerimizle beraber Ankara sokaklarında meczup 5 kişi, güzel vakitler geçirdik.
Son Durak - Eskişehir
Yolculuğumuz, otostop ile aldığım en uzun mesafelerden biri olmuştu. 500 km kadar yol almıştık ve henüz, hava kararmamıştı. Arkadaşlarıma Eskişehir'in Ankara'dan daha güzel olduğunu söyledim ve Atmaca, arkadaşlarımdan birininin adı,
Gün bitmedi, gidelim!
dedi. Eskişehir de okuyan arkadaşını aradı ve bize kalacak yer bulmasını istedi. Her şey tamam olunca da bu sefer tren ile Eskişehir'e varıldı.
Daha Daha
Yol boyunca başımıza gelenler, takdirinizdir ki anlattıklarımla sınırlı değildir. Üstüne, anlattıklarımın sonrası da vardır. Eskişehir'e 1 yıl aradan sonra kavuşmakla hissettiğim duygularım vardır. Bizi evine davet eden kaldığımız ilk öğrenci evinde tanıdığım gönlü yüce, dostumun dostu vardır. Öğrenci hayatının getirdiği "İçkili günler, özgür günler" anlayışı ile karşılaştığım başka hayatlar da vardır. Bu yolun bir de geri dönüşü vardır. Dönüşümüzün sabah vakitlerinde Sivas'ta, donmamak adına boş caddede zıplayarak yürüyüşümüz ve hafta sonunu unutulmaz anılarla biriktirip derse yetişmemiz vardır.
Otostop, şu yaşıma gelip de yaptığım en güzel aktivitelerimden biriydi. Şimdi size en özel bir başka otostop anımı videolu olarak sunmak istiyorum. Kim bilir, belki bu konunun ayrıntıları üzerine birkaç kalem daha sallarım.
27 Yorumlar
Güzel ve ilginç bir anı olmuş. Yine de iyi cesaret etmişsiniz. Kimseye güvenilemeyecek şu dönemde kadınlar zaten otostop işine hiç girmez.
YanıtlaSilDuygu Emanet,
SilArkadaşlar ile girişilen bir yolda karamsarlık, son düşündüğümüz şey idi. Yol ne getirecekse onu görmeye razı geldik. Bereket ki yolumuz aydına çıktı. Bindiğimiz birçok arabadaki abimiz, bu işin kadınlar için zor olduğunu bu zorluğun bizim için de geçerli olduğunu söyledi. Haklısınız ama şaşarsınız, inanılmaz insanlar da var dünyada. Kötünün sesi çıkıyor da biz, onları çok biliyoruz.
Güzel bir anı olarak kalır sizde:) Otostop çekmek de ,almak da cesaret işi..
YanıtlaSilGülten Çapkın,
SilAslına bakarsanız anının da dışınında yaşayan duygulara dönüştü yazdıklarım. Bu yazdıklarım ve söylediklerim bunlar ile son bulmuş değil. Daha güzellerini de yaşadık. Elbette bu unutulmaz zamanlar için biraz risk gerekli idi. Risk olmasaydı bunlar da olmazdı.
Bu devirde büyük cesaret bence :) ben otostop çekemem ve alamam mesela korkarim
YanıtlaSilSevKoz,
SilRisk almasaydık bunları yazamazdım.
Burada olmanız sevindirici, teşekkür ediyorum.
Öncelikle belirtmek isterim ki, anlatım tarzınıza ve yazı akışına hayranım. Video'lu anlatım da çok güzel. Yazanlar pek çoğumuzun yaşadığı anılar ama videoda ki macera cesaret isteyecek bir anı:-))
YanıtlaSilSzgnBsl,
SilBeni samimi olarak mutlu eden bir ileti bıraktınız buraya. Eksik olmayınız.
Otostop hikayelerini çok seviyorum. En çok istediğim şeylerden biri de otostop macerası; ama şimdilik sadece şehir içi mecburi durumlarda yaşadım. Emine Erdoğan'ın kaşını alma sahnesi gözümde canlanınca gülme tuttu. :D
YanıtlaSilAynadaki Yansıman,
SilSevmenize sevindim. Birçok otostop üzerine deneyim yaşadım. Sanıyorum birkaçını daha yazabilirim.
Çok güzel olur :)
SilBence de büyük cesaret. Ben hiç otostop çekmedim, sanırım çok ciddi bir sıkıntı olmadıkça çekmem. Çok sevdim yazınızı!
YanıtlaSilKedi Mırıltısı,
SilTeşekkür ediyorum. Biz, mecburiyet yerine hobi olarak gördük bu aktiviteyi. Elbette olası tehlikeleri mevcuttur.
Yaşam boyu unutulamayacak bir andır. Dışarıdaki pek çok insan, bir arabaya binmeye veya başka insanlar tarafından bindirilmeye cesaret edeceğinden korkuyor. Bu hikaye, karikatür illüstrasyonlarıyla daha da ilgi çekicidir.
YanıtlaSilHimawan Sant,
SilTerima kasih. Aku selalu senang melihatmu di sini. "Tidak mengambil risiko berarti tidak hidup."
Ne güzel böyle anılarla dolu bir yolculuk yapmışsınız :) Ancak ben çok korkarım otostoptan yani ne bileyim insan herkese güvenemiyor... Her şey eskiden daha iyiydi sanırım...
YanıtlaSilDode,
SilEski bir anlatı değil bu. Yani her güzel olan eskiye aittir anlayışını bırakıp birazcık da sadece yaşayıp hissedebileceğimiz, bulunduğumuz şu ana odaklandığımız bir anlatı.
Tehlikeli olarak bakacağım bir anı ama okuması heyecan vericiydi. Bazı anıları yaşarken olduğu gibi aktarmak zor oluyor aslında ama yazınızda yol boyunca anlattığınız birçok şey gözde canlanabildi. Elinize sağlık.
YanıtlaSilBeş Senede Devrialem,
SilTeşekkür ediyorum. Bazı insanlarlar ayak basılmamış ormanlara ayak basmalı ki artık o bilinmez, bilinirliğe bürünsün.
Otostop aslında çok keyifli bir yolculuk şekli, hele ki kafa dengi iyi insanlarla karşılaşılırsa. Artık pek yapılabileceğini sanmıyorum. ' ya da 3 kişi olmalı mutlaka. Tırlar bu konuda müthiştir. İnanılmaz bir iç konforu var, görünce çok şaşırmıştım. :) Sizin yolculukta ilginç ve eğlenceli olmuş.Güzel bir yazıydı :)
YanıtlaSilMomentos,
SilTırla yaptığımız yolculuklarımızdan hareketle ayrı bir yeri olduğunu biliyorum ve söylediklerine de katılıyorum. :)
Çok güzel bir yazıydı, ben cesaret edemezdim sanırım 😁
YanıtlaSilPastel,
SilBazen cesaret ettiğiniz şeylere kendiniz de şaşırıyorsunuz.
Hayatınız boyunca unutmayacağınız bir anı olmuş. Yaşadığınız tecrübe de cabası.
YanıtlaSilYaşamdan Yazılar,
SilDaha da unutulmaması adına yazıya geçirdim, teşekkürler.
Sevkoz'a katılıyorum, bu devirde büyük cesaret. Benim arabam yok ama olsaydı asla arabama kadın bile olsa kimseyi alamam, ben de kimsenin arabasına binemem. Çok gençtik, öğrenciyiz üniversitede, rahmetli kız arkadaşımla eğlence olsun diye bir, iki kez otostop yaptık, 75- 80 yılları arası, ay şimdi düşünüyorum da iyi başımıza bir şey gelmemiş. Allah korumuş. :)
YanıtlaSilBücürükveben,
SilO yılları siyah-beyaz bildiğimiz için daha nostaljik bir otostop hikayesi de sizden çıkabilir. Üstüne yabancıları arabama almak konusunda ben de biraz çekimserim, yine de birçok otostop çekmişliğim oldu.
Ne düşünüyorsunuz?