Okulumuzda dönemsel olarak bütün öğrencilerin katıldığı "popüler akım"lar mevcuttu. Bu akımlara katılmamak neredeyse mümkün değildi, çünkü bunlar yeni ve denenmemiş şeylerdi. O zamanlarda da kağıtları, boru şeklinde büküp yapıştırmak ve altını da turuncuya boyayıp turuncunun arasına küçük beyazlıklar eklemek modaydı. Bu yeni üretim, ders esnasında öğretmenlerden gizlice hazırlanır, teneffüs saatlerinde ise bu yapma sigaralar, dudak arasına kıstırılıp üfürülürdü. Her geçen gün, orijinal sigaraya benzer ürünler piyasaya çıkıyordu, gizli bir yarış vardı bu konuda.
Sinirli Öğretmenin Matematik Sınavı
"Matematikten Neden Korkarız ?" başlıklı yazımda, beni tokatlayan öğretmenimden bahsetmiştim. Bu anlatacaklarım da yine aynı öğretmen zamanında vuku bulmuştur...
Sanıyorum pazar günüydü. Arkadaşım, sınava çalışırız niyetiyle bize gelmişti. Matematik korkumdan dolayı kafamı derse vermek istiyordum, ama dikkatimiz çabuk dağılıyordu. Kitabın kapağını açtıktan sonra molayı hak ettiğimizi düşünerek dışarıya çıktık. Hakan, borudan sigaralar yapmaya başladı.
Oğlum! Valla ben bu işi biliyom. Sınıftaki en sahici sigara aha, elimde
Bu yarış tehlikeli olmaya başlamıştı. Çünkü yapılan kağıttan sigaralar ateşlenip üfürülüyordu. Biz de yeni ürünümüzü daha sahici kılmak adına ormana gitmeye karar verdik, ormandaki sararmış yaprakları ufalayıp borunun içine aktaracaktık ki tütün görünümlü olsun. İşlemi başarıyla uyguladık, hatta Hakan'ın evden aşırdığı kibritle sigaramızı yakmaya çalıştık, nemli yapraklar kağıdın ateşlenmesine izin vermiyordu. Son kibrit kalana kadar bu işleme devam ettik. Son kibrit kalınca Hakan,
Abooo! Yakamadık ya biz bunu, şindi netcez? Bak yüce Allah'ın işine, şeytanlıktan goruyo bizi. En iyisi ders çalışmaya...
Enseyi karartmış iki oğlan olarak konuşmadan eve doğru yürüyorduk. Sonra ne olmuş dersiniz?
Son Kibrit Çöpü
Hakan, yerde duran içilmemiş sigarayı görünce hayatın anlamını bulmuş gibi etrafında heyecanla dönmeye başladı. Yağmur dansına durmuş ilkel şamanları andırıyordu. Sigarayı kaptığımız gibi ormana koştuk. Son kibrit zayi olmamıştı... Tüten bir sigaraya ilk kez o kadar yakındım. Hakan, elindekini birkaç kez içine çekmeyi denedi, sıra bana gelince de arkadaşım ne yaptıysa aynısı tekrarladım. Yasak olanın cazibesinden ziyade elimizdeki kanlı canlı sigara bizi, yarışmanın en birincisi yapacaktı...
Gözden uzaklaşmak adına ormanın derinliklerine doğru ilerledik. Yol, bizi sınıf arkadaşlarımızın da koşturduğu bir patikaya çıkardı. Donuk bir şekilde hepsi, "En büyük sizsiniz" der gibi bakıyordu. Sessizlik bozulunca aralarından birkaçı "Bana da versene len!" deyince üç beş dudak geziverdi sigara. "Annem kızar", diyenciler de borudan kağıtlarıyla kalabalığa ayak uydurdu.
Ertesi Gün
Matematik sınavının son beş dakikasıydı. Arkadaşımı eve davet etmenin isabetsiz olduğunu şimdi daha iyi anlıyordum, zamanı dondurup sonsuzluğa kadar sınavın son beş dakikasında asılı kalmak istiyordum. Felaket senaryolarını çoktan yazmıştım bile, hayatımın en kötü günüydü, öyle sanıyordum...
Sınav bitince benimle beraber birkaç arkadaşımın ismi okundu. Hayatın fikirlerimden daha korkunç olduğunu o an öğrendim. Hangi arkadaşımızın bunu yaptığını bilmiyorduk, bilinmeze karşı çok öfkeliydik, ispiyonlanmıştık. Öğretmen de sigara gibi tütüyordu, yine çok sinirliydi.
Oğlum siz manyak mısınız?! Bu yaşta sigara içmek de nedir? Bu sefer derdinizi bana anlatmayacaksınız! Babalarınızı aradım. Haydi, anlatın gayri derdinizi...
Babamın sigara içtiğimi duyması, o yaşta başıma gelebilecek en kötü senaryolardan biriydi. Üstüne sadece bir kez denemek için almıştım elime. Artık eve gidemezdim, evsizdim. Hayatımın son günü olduğunu düşünüyordum...
Ne Oldu?
Hayatın fikirlerimden daha acımasız olduğunu yeniden tecrübe ediyordum. Eve gidemem fikri, eve gitmeliyim fikrine evrildi, çünkü hava kararmaya başlıyordu. Üşüyordum ve acıkmıştım. Başım önde kapının ziline bastım, kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Anın büyüsüyle kapı, gözümde saray kapıları gibi yücelmeye başladı. Dramatik bir fon eşliğinde yavaş çekim açılıyordu. İlk önce beyaz bir ışık, kapı gıcırtısı, yutkunma... Kapıyı annem açmıştı. Hiçbir şey söylemeden içeriye daldım. Odaları kontrol ettim, babam hala eve gelmemişti. Babam gelmeden bu işi bitirmeliydim...
İntihar
Evdeki herkes sıradan işlerle meşguldü, kimsenin olmadığı bir oda bulmalıydım. Mutfakta kimseyi göremeyince yemek masasına oturup düşünmeye başladım. Bıçak! Evet, o bana yardımcı olabilirdi. Birkaç derin nefes çektim, gözlerimden yaşlar akıyordu. İçimden son sözlerimi ediyordum ve parmağımı kesmeye karar verdim. Parmağımı kesersem ölebilirim diye düşündüm. Parmağımı masaya koyup kesmeyi deniyordum ama ilerlemeye cesaret de edemiyordum, acıyordu. Korkudan ağlıyordum. Parmağıma hiçbir zarar vermeden bu fikirden vazgeçtim. Bıçağı karnıma saplayacaktım, hızlı ve kolay olacaktı. Birkaç kez bıçağın ucuyla dürttüm karnıma, çok acıyooor! Diye sessizce devam eden ağlamamın şiddetini arttırdım. Bir köşeye büzülüp orada ağlamaya karar verdim...
Uyandığımda babam çoktan gelmiş, hava kararmış ve ben düşlediğim şeyi başaramamıştım. Çaresiz ortaya çıktım, babam gayet sakin görünüyordu. Acaba öğretmen hiçbir şey söylememiş miydi? Sessizce oturuyorken babam birden söze girdi:
Bugün öğretmenin aradı, okulda kötü bir şey yapmışsın, ama ne yaptığını söylemedi. Hayırdır ne yaptın?
Göz pınarlarım kurumuş olsa da kendimi tutamadım:
Sigara içtim baaaaaabaaaaaaağğğğğ, ühüğ, ühüğ, ühüğğğğğ...
Babam hiç sinirlenmemişti, tane tane konuşuyor ve başımı okşuyordu. Arkadaş seçimlerinin ne kadar önemli olduğunu anlatıyordu. Özlü sözler söyleyip nasihatler ediyordu...
Ve babam 15 senedir tüttürdüğü sigarayı hiç ağzına almamak üzere, o an bıraktı.
29 Yorumlar
Great blog
YanıtlaSilRajani Rehana,
SilDo you read what I write, is it just a visit?
Başı kötü başlayıp sonu güzel biten bir hayat hikayesi olmuş.
YanıtlaSilSigara öldürür...
Rehitu.com,
SilTeşekkür ediyorum. Mesaj, "Sigara Öldürür"den ziyade daha başka olsa da okurun alabildiği bu mesaj da önemlidir.
Oh, what an intense story. And a well lesson learned. Such great imagery! You've written. My cigarette story isn't quite as horrific. When I was small my dad smoked..what felt constantly. Especially on roadtrips. And back then I wasn't in a carseat I stood next to him while he drove the pickup. My hand almost around his neck. Well, he would light one up. If he could. Usually, I'd crush it when he put it in his mouth and out the window it would go. Back when cigarettes were obviously cheap. He never stopped smoking and I never wanted to smoke. Later, in college I had tried out for a play production and my roommate asked if I knew how to smoke. So she bought a pack a cigarettes and showed me. After one drag I felt so nasty. Never again, but she got addicted.
YanıtlaSilThe knife part of your story was so dangerous. Wow! You really know how to put the WOW into your stories. All the best! Stay creative!
Ellie,
SilI love thoughtful and thoughtful comments. I also thank you for this. "Cigarette" is just a name. But it has millions of connotations, just like any other word.
What an important lesson to learn. My father died of lung cancer back in the 70s before the warning ads were on the package. I smoked for a few years and then smarted up and quit. It's been decades now. Powerful story you wrote, keep up the great writing and thanks for sharing.
YanıtlaSilBill Burke,
SilYour presence here makes me stronger. Even though we are in another part of the world, our stories can be the same.
Great post
YanıtlaSilLuda Tischenko,
SilThanks.
Arkadaş çevresi insanı bozabiliyor. Erkeklerde kötü alışkanlık edinme daha küçük yaşlarda başlıyordur. Çünkü erkekler daha serbest büyüyor. Kızlar ise lise ve üniversitede akranlarına çok uyuyor. Rahatsız olacağım insanların yanına yaklaşmam, öyle ortamlarda da bulunmam. Ailelere çocuklarını eğitmekte, kollamakta çok görev düşüyor. Anne babada zaten kötü alışkanlık varsa çocuğunun bunu yapmasını çok önemsemiyor malesef.
YanıtlaSilDuygu Emanet,
SilKüçük yaşlarda kazanılmış alışkanlıkları terk etmek daha zor. Ve maalesef kötü alışkanlıklar daha çok küçükken kazanılıyor. Toplumdan soyutlanmak, dışlanmak o yaşlarda daha korkutucudur çünkü.
Benzer çocukluk anıları:) Bir sigarayı 3-4 kişi çevirmek o zaman ne tatlı gelirdi:) Şimdi düşünmek bile istemiyor insan.. Benim babamda aynı şeyi yaptı zannetmiştim ama 1 ay sonra sigarayı cebinde unutunca aslında beni kandırdığını anlamıştım:)
YanıtlaSilSzgnBsl,
SilBenzer hikayelere rast gelmek, insanın hikayeyi sevmesine sebep.
sonu çarpıcı bitti, güzel bir anı imiş :)
YanıtlaSilDeeptone,
SilZaman zaman anabilmek için de buraya işledim.
Babanızın kızmamasını değil de -çünkü gayet normal bir davranış- sigarayı o an bırakmasını takdir ettim. Bravo.
YanıtlaSilKlio'nun Şarkısı,
SilBir musibet, bin nasihat ilişkisi. Babamın söylediklerinden ziyade sigarayı bırakmış olması, o dur bana bunu yazdıran.
Müfred,
YanıtlaSilBazen kötüdür, dediklerimiz bizi iyi olana yönlendirebiliyor.
sizin yazılarınızı cidden beğeniyorum.
YanıtlaSil:))))
SilI'm sorry but I can't read your post because there is no translate button.
YanıtlaSilAmy Johnson,
SilActually there should have been a translate button, it's nice to have you here though.
Rokok bagi saya sangat menyebalkan. Bau dan asap yang berserakan kemana-mana. Sayapun pernah seperti Hakan, membuat rokok dari dedaunan dan menghisapnya seolah-olah sebagai perokok ulung. Tapi syukurlah, saya tidak merokok. Terimakasih teman, cerita yang menginspirasi. Salam kenal.
YanıtlaSilSigara beni çok rahatsız ediyor. Koku ve duman her yere dağıldı. Bir zamanlar Hakan gibiydim, yapraklardan sigara yapıp, başarılı bir sigara tiryakisi gibi tüttürüyordum. Ama çok şükür sigara içmiyorum. Teşekkürler arkadaşlar, ilham verici bir hikaye. Tanıştığımıza memnun oldum.
i Use Google translate my friend
Supriyadi,
SilYour comment both amused and delighted me. I hope we meet more often.
Wow great story!!
YanıtlaSilI'm your folllower #75, do you want to follow me?
xoox
marisasclosetblog.com
Riya,
YanıtlaSilThanks.
Olgun bir babanız varmış. Bende lisede bir kez denemiştim, özentilik işte,çok fena baş dönmesi yapınca korktum, o gün bugün elime dahi almadım. Eşim de çocuklar olunca bıraktı. Dumansız hava sahası bizim ev.Çocuklarım da içmiyor /diye biliyorum, en azından hiç hissetmedim/
YanıtlaSilGüzel bir anı.
Mehtap,
SilYasak olanın cazibesi. Denemiş olmanız ve ardından hiç elinize almamanız daha güzeli. Her ebeveyn "Benim çocuğum yapmaz" fikrindedir. Yapabilirler, daha önemlisi kötü olandan vazgeçebilmeleridir. Onlar için de en iyi rehber sizlersiniz.
Ne düşünüyorsunuz?