Çocuk "E" Harfine Yaslanmış Uyuyordu | "R" Harfini Söyleyememek - Siyah Ekran | Dergi

Çocuk "E" Harfine Yaslanmış Uyuyordu | "R" Harfini Söyleyememek

 


Çocuğun "e" harfine yaslanıp uyuduğu günlerde kardeşim, "r" harfine yabancıydı. Başka insan sözleriyle tanışmamış ve henüz, güneşle oynuyordu.


Çocuk "r" Harfine Yabancıydı


  Bir koku, bir ses veya herhangi bir uyarıcı bize, unuttuğumuzu sandığımız eski günlerimizi hatırlatır. Bugün nasıl oldu bilmiyorum, uyarıcıya ihtiyaç duymaksızın bunu hatırladım...

  Bir araba yolculuğundaydık. Kardeşim, kucağımda zıplayarak izlediği çizgi filmin şarkısını mırlıyordu. 


En iyi dostum benim ayıııı.. Ama pençeli... En iyi dostum benim ayııı... Ama uçan...


 Dili, "r" harfine dönmüyordu ve biz, bunu çok sevimli buluyorduk. Memleketimizin görülecek yerler listesindeki "Kara Kaya" yokuşuna "Siyah Kaya" demesinde de aynı sevimliliği ve zekiliği görüyorduk. Sonra anaokuluna başladı. Yeni arkadaşlar edindi, en yakın arkadaşı da kendisine benziyordu, ama aralarında küçük bir harf farkı bulunuyordu. Kardeşim "r" harfi yerine "y" harfini, Ali ise "r" harfi yerine "l" harfini kullanıyordu. En iyi dostum benim arı şarkısına biri, "ayı" diğeri "alı" diyordu. Vakit, görevini yapıyor ve hızla akıyordu...





 Kardeşim artık 1.sınıf öğrencisiydi. İyi bir öğretmenleri vardı, kendisini "Fatma Ebe"nin oğlu olarak tanırdık. Fatma Ebe'yi unutmamız mümkün değildi, çünkü bize ceviz uzatırken altıncı parmağını da görürdük... 

 Aykut öğretmen, fiziken sinirli veya ürkünç görünürdü. Hatta hiç konuşmaksızın ayakta durmasıyla dahi öğrencilerini korkutabilirdi, çünkü boyu neredeyse 2 metreye yakındı. 




Günlerden bir gün sınıfta sorular soruluyor, tahtada yazan, öğrencilere okutuluyordu. Sıra kardeşimdeydi. Aksilik midir yoksa keramet mi bilmem öğretmen, tahtaya "arı" yazmış ve kardeşime "oku!" demişti. Kardeşim okumasına okumuş, ama garibimin dili dönmeyince "ayı" olarak telaffuz edebilmişti. Durum böyle olunca da bütün sınıf gülmüş ama öğretmen sinirlenmişti.


 Evladım! Doğru okusana...

 

kardeşim, anca bu kadar doğru okuyabildiğini bilse de çaresiz,


 Ayı, öyyetmenim...

 

deyince işler çözülüvermişti. Bütün bunları, okuldan ağlayarak eve geldiğinde kardeşimden dinlemiştim. O günden sonra da artık "r" harfi, sevimli değil komik bulunuyor ve kardeşimi üzüyordu.




 Nasıl oldu, hangi gün oldu bilemiyorum. İkindi vakitleri olmalı, kardeşim ikinci uykusunu uyuyordu. Sıradan saydığımız o günde kardeşim, aniden uyanıverdi. Bir rüya görmüş olmalıydı ve uyanınca "rrrr" demeye başladı. Kendisi de çıkardığı bu sese inanamadı ve yeniden denedi.

"Rr... Rrrrr... Rrr..." sevincinden yaşlar akıyordu gözlerinden. Bağırarak ve koşarak devam etti bu işe. 


Parrra parra parrrraa...

 

 rrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr...

 

söylüyom işte söylüyom! 


Parrrrada parrrra parraaa...


  Bazı şeyleri ne kadar da kolay unutuyoruz. İsterdim ki yeni tanışılan bir insanın gözlerine 3-5 saniye bakınca üç beş çocukluk hatırasını da biz görelim. Böyle olsaydı eğer, kim kime kıyabilir kim kime eziyet edebilirdi? 




Yorum Gönder

24 Yorumlar

  1. Çok samimi bir yazı olmuş. Çocuklarda bu durum olabilir, öğretmenin bunla ilgilenmesi ve dalga geçilmesini önlenmesi lazım. Son paragrafınıza kesinlikle katılıyorum. Ne anılar, ne yaşanmışlıklar var kim bilir, farkında olmadığımız. Görseller de çok uyumlu olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu Emanet,

      İnsanlar arası kavgaların hep unutmuşluktan çıktığını düşünüyorum. Teşekkür ediyorum.

      Sil
  2. Çok samimi, çok sıcak bir anı:-) Bu arada kardeşinizin o yaştaki zekasına hayran kaldım. Bırakın o yaşları, bu yaşlarda bile düşünebilecek bir şey değil, söyleyemediği kelimenin eş anlamlısını kullanmak:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SzgnBsl,

      Özellikle o kısıma odaklanmanız beni sevindirdi çünkü yazarken kendi kendime güldüğüm bölümlerden bir tanesi de orasıdır.

      Sil
  3. İçten samimi ve beni eskilere götüren bir çalışma olmuş. Hem buradan, hem de YouTube'de takipteyim sizi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gizlipencere06,

      Teşekkür ediyorum. Bilmukabele.

      Sil
  4. Ne kadar güzel demişsin, o gözlerden okunan ufacık bir çocukluk anısı bile dünyayı daha güzel insanlarla doldurabilirdi.. Gözü okuyan haydi haydi gönlü okurdu...
    Sevgilerle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oytunla Hayat,

      Teşekkür ediyorum. "Unutmak" ile "Uyumak" eş anlama sahip olsa gerektir.

      Sil

  5. Çocukların masum çaresizliği karşısında insanın içi sızlıyor/sızlamalı. Neyse ki mutlu son. Çok güzel bir anlatımdı. Yüreğinize sağlık 👏🧿

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldız,

      Hayat iyi ve kötü ile kendine yol buluyor. Biri eksik ise bu hayatı yansıtmıyor. Teşekkür ediyorum.

      Sil
  6. Şimdiye kadar hiç aklıma gelmemişti birilerini görünce çocukluk anılarına şahit olma düşüncesi. Çok güzelmiş. :) Artık bu konuda çok çalışma yapılıyor sanırım. Konuşma terapistleri de var. Öğretmenin tutumu üzücü olmuş biraz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynadaki Yansıman,

      Sevindim, insana gördüğümüzden farklı yaklaşmak önyargıları kırabiliyor. Örneğin sunum anında heyecanlanınca karşımdakilerin iskelete sabitlenmiş et oldukları düşüncesi beni ferahlatıyordu.

      Sil
  7. Sonda yazılan ne doğru bir söz... Anılarımız her daim bizimle... Eşimin yeğeni de k harfini söyleyemiyor şu an k yerine t diyor ama gerçekten komik ve sevimli oluyor :) Çocuk masumluğu çok güzel bir şey...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dode,

      Komik ve sevimli bulan bizleriz. İnanılmaz büyük bir problem gibi görünmese de ileri yaşlarda çocuğun dünyasını olumsuz etkileyebiliyor.

      Sil
  8. anıları görebilsek dahi artık o, örneğin aynı burcu değil ki. çocuk burcu değil. hiçbi şey aynı kalmıyor. yine aynı hatıraya dönse başkaca roller üstlenen, farklı tepkiler veren biri var artık. gözlerde çocukluk anılarını görmek belki empati sağlar. bugün neden böyle olduğunun altında yatan gerçekleri gösterir. bu da karşı tarafa birkaç günlük hoşgörü verir, hepsi o.

    bu arada r'leri söyleyememenin ayrı bi sevimliliği var. anaokulundan evvel eş anlamlı kelimeleri bilmesi ve doğru yerde kullanmasına da şapka çıkarıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burcu,

      Çok güzel... Yazdıklarıma bir başka açıdan bakıyorsunuz ki size de hak veriyorum. Yazarken hiç aklıma gelmeyen bir durumdur, söyledikleriniz. Yine de gözlerinde çoçukluğunu gördüğümüz birine birkaç günlük hoşgörü vermemiz, benim için hatrı sayılır bir gelişimdir.
      Çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  9. Her şeyin eskisi ne kadar da samimi geliyor. Yazınızın içinde kayboldum. Keşke her şeye eski masumlukla bakabilsek. Emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Esra Kafkasyalı,

      Şu an, geleceğin eskisi konumundadır. Bu düşünceyle anı iyi değerlendirmek gerekir. Teşekkür ediyorum.

      Sil
  10. R harfini doğru telaffuz edemeyen 3 abim ve 3 genç kardeşim var, sadece R'yi yüksek sesle ve net telaffuz ediyorum. Çünkü annem R harfini telaffuz edemez ve genetik olup olmadığını bilmiyorum. Sadece ben ve babam R harfini telaffuz edebildik.

    YanıtlaSil
  11. Mavi Gören Kız19 Ekim 2021 12:32

    "r" leri söyleyemeyen bir çocuk olarak geçmişe gittim geldim. Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mavi Gören Kız,

      "R" leri söyleyemen ve sonra bunu başarabilen herkesin sevebilme ihtimali var bu yazıyı. Siz başarabildiniz mi?

      Sil
    2. Mavi Gören Kız21 Ekim 2021 20:21

      Başardım. Benimle de abimler dalga geçerlerdi. Ama ben pek rahatsız olmazdım. Okul ortamında bunu yaşamak daha kötüdür kesinlikle.

      Sil
  12. Müfred,

    O dönemlerde ya akranlarımız daha acımasız oluyor ya da biz, daha kırılgan - savunmasız oluyoruz. Bu ikircikli durumun ikisini kapsıyor da olabilir. Çocukluk günleri kolay unutulmuyor. Unutulduğu düşünülse dahi farklı biçimlerde ortaya çıkıyor.

    YanıtlaSil

Ne düşünüyorsunuz?