Yolda İken Zaman Durur Düşünürken Sayar Zaman - Siyah Ekran | Dergi

Yolda İken Zaman Durur Düşünürken Sayar Zaman





Yolda İken Zaman Durur Düşünürken Sayar Zaman


  Üniversitenin ilk yıllarında özel bir yurtta kalıyordum. O zamanlar hayat, bütün heyecanı ve şavkıyla akıyordu benim için. Yeni bir şehir, yeni bir okul ve her gün tanıştığım yeni insanlar, bu heyecanımın ve ışığın kaynağını oluşturuyorlardı.




  Zamanın hızla eksildiğinin her zaman bilincinde olduğumu düşünsem de birinci dönemin sonuna yaklaşırken derslerde yakalayamadığım başarızlık yüzünden, memlekete erkeniyle gidemiyordum. Herkesin ivedi bir şekilde otobüs bileti aradığı bu günlerde ben, telafi sınavlarına hazırlanıyordum. Bu durum, canımı fazlasıyla sıkıyordu. Çünkü, memlekete erken gidememekle 1 ay sürecek olan tatilimi, başarızlığım yüzünden, 15 güne indiriyordum. Önümdeki bu 15 günü, mahpus duvarlarına gün saymak amacıyla çizik atan hükümlü tavrıyla somutlaştırmak için takvim yapraklarının gelecek günlerini masama diziyor ve her yeni gün, saman yapraklarıdan birini yırtıyordum.



 Memleketin sınavlar dolayısıyla başı önünde tek insanı ben olmadığım için de odamda yalnız değildim. Bu durum, bilmem kaç yıllık hayatımın en büyük kederini temsil etmediği halde o zamanın ruhu ile çarçur ettiğim 15 günümün, en elemli günlerimi oluşturacağını düşünüyordum. Bu iç hazımsızlığımla beraber, odamda derse daldığım günlerden birinde, arkadaşımın efsunlu sözcükleri beni çok etkiledi. Şöyle dedi:


 Mustafa! sen hiç canını sıkma. Biz aslında şu an yoldayız. Farkında değilsin ama öyleyiz. Bundan önce yaşadığın en zor gününü düşün, o günü unutup mutlu günlere erişmedin mi? A bak, bu da benim sana hediyem.



 dedi ve hediyesini almak için oturduğu beyaz sandalyeden kalkıp sarı, demir dolabına yöneldi. Dolabın kapağını tepinerek açtı, üst rafların kuytusundan, mavi-beyaz boncuklu bir bilekliği tutup bana doğru uzattı ve ekledi:


  Aslında bunu kız arkadaşıma almıştım ama pek beğenmedim. Al senin olsun. Ne zaman kendini yalnız hissedersen kolundaki bu bilekliğe bak ve yalnız olmadığını hatırla.


  Zor saydığımız bir zamanda yanımızdaki insanın sözleri, bize büyülü gelir. Bana da öyle gelmişti. 15 gün sonra otobüse bindiğimde, "Ben aslında hep otobüsteymişim." deyip aydınlanır gibi olmuştum. Bunun farkına varmak ile de şimdi şunu diyorum, "Ben aslında şu an yoklara karışmışım."







Yorum Gönder

16 Yorumlar

  1. Haklıymış arkadaşınız. Hiç geçmeyecek gibi gelen zor günlerden sonra mutluluğa bir şekilde kavuşuyor insan ya da mutlu olmayı becerebiliyor diyeyim.
    Şu yaşadığımız günleri de bir zamanlar diye anacağımız günler gelecek inşallah...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oytunla Hayat,

      Her karanlık, aydınlığa muhakkak evriliyor. Mesaj bu olmakla beraber, göz açıp kapatıncaya kadar geçen bir hayata sahip olduğumuzun da mesajı var. Teşekkür ediyorum.

      Sil
  2. Can sıkıcı anlarda zaman hep yavaş ilerler. Gereğinden fazla olumsuz şeye odaklanırız çünkü.
    Ben üniversitede öyle bir sıkıntı yaşamadım. Çünkü ailemle beraber taşındık okuyacağım şehre. Benim için güzeldi de yazın tüm arkadaşlar memlekete gidince arkadaşsız kalıyordum :)
    Güzel bir yazıydı, görselleri de sevdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duygu Emanet,

      Üniversiteyi dışarıda okuduğuma memnunum. Zorlukları olsa da benim için en iyisinin bu olduğunu düşündüm hep. Ailesi ile beraber kalanlar da her fırsatta kıskanılan yanlarımızı sayıp "oh, evimde mis gibi yemeğim var." deyip bizi kıskandırıyordu.

      Sil
  3. Çok güzel bir hikayeymiş bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. Elinize sağlık başarılarınızın devamını dilerim. Zor zamanımızda ya da üzgün hissettiğimizde böyle arkadaşlarımızın olması ne güzel :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gamzeli Kız,

      Hikaye, son nokta ile ölümsüzleşemiyor. Noktadan sonra da devam ediyor her şey. Sevgili arkadaşım ile yollarımızı bir sebepten ayırsak da yeri sıcaktır hala bende.

      Sil
  4. Çok anlamlı ve güzel giden bir anıydı ama sonu ilginç bir cümle ile bitti.. "Ben aslında şu an yoklara karışmışım":-) Anlamını inanın çözemedim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. SzgnBsl,

      "İlginç" ile tam olarak ne demek istediniz bilemesem de beni sevindirdi bu kelime. Anlamın açık olduğunu düşünüyordum, yine de direkt anlam bulamamak da yazıya değer katıyor benim için.

      Sil
  5. Çok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeşil Uçurtma,

      Sizi burada ilk kez görüyorum. Hoş geldiniz deyip teşekkür ediyorum.

      Sil
  6. Bir şeyi beklediğinde zaman hiçbir şekilde akmıyor gerçekten. Ama bazı zamanlarda da zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor bile. Gerçekten ilginç! 😨😅

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İrem Can,

      Evet, paradoksu bol bir durum. Üniversite okurken eve gitmekliğim gelmez, evde iken de okula gitmekliğim gelmezdi. Sizin yazılarımı okumanıza ayrı bir titizlikle bakıyorum. Sağ olunuz, İrem Can arkadaş.

      Sil
  7. Yolcuyuz. :) Eskiden hep bu takvimleri kullanırdık... Ne zamandır almıyoruz kim bilir. Arkasını okumak çok hoşuma giderdi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynadaki Yansıman,

      Herkes okuyup görüğü şeye bir başka gözle bakıyor, siz de takvimlere odaklandınız. Evet, eski takvimlerden. Erkek ve kıza çocuk ismi önerenlerden.

      Sil
  8. İnsan böyle zamanlarda saniyelerin ne kadar uzun ve değerli olduğunu anlamak için fırsat bulabiliyor.

    YanıtlaSil
  9. Merhabalar.
    Zamanı anlamak mümkün değil. Zamanı yargılamak mümkün değil. Zamanı alt etmek mümkün değil. Zamanla uğraşmak mümkün değil. Zaman öyle müthiş bir güreşçi ki, sizi daha ilk dakikada tuş eder. Bu bağlamda zaman hem ömrümüzün hırsızı, hem de kanayan yaralarımıza şifalı bir merhemdir.

    Paylaşımınızı destekleyen görsele gelince: Ben orada asıl Dijojen'i görüyorum. Gündüz vakti elinde fenerle adam gibi adam arayan Dijojen'i.
    Çok güzel bir paylaşımdı. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil

Ne düşünüyorsunuz?