Bir kadın kanserden ölmek üzeredir. Aynı kentte bulunan bir eczacı, kadını iyileştirecek bir ilaç imal etmiştir. Eczacı ilacı kendisine mal olan değerden on kat fazlasına satmaktadır. Hasta kadının kocası, ilacı satın alabilmek için tanıdığı herkesten borç almış ancak ilacın parasının sadece yarısını biriktirebilmiştir. Eczacıya durumu anlatır, karısının ölmek üzere olduğunu, ilacı kendisine vermesini ya da daha ucuza satmasını, kendisine daha sonra ödeme olanağı tanımasını rica eder. Eczacı bu önerileri kabul etmez. Çaresiz kalan adam ilacı ezcaneden çalmayı düşünmektedir. Adam ilacı çalmalı mıdır?
Kohlberg, insanların önüne doğru ya da yanlışı olmayan ikilemsel öyküler koyar. Bu öykülere verilen cevaplara göre de kişiyi, bir evreye yerleştirir. Bu öykülerin net bir cevabı yoktur. Öyküye verdiğimiz cevap, bizim hangi evrede bulunduğumuzu gösterir.
Ahlak, bireyin ve toplumun yaşamını düzenleyen kurallar bütünüdür. Bu konudaki en kapsamlı ilk araştırma Piaget'nin ahlak gelişimi kuramıdır. Kohlberg ise Piaget'nin bu kuramını geliştiren bir diğer önemli isimdir.
Piaget'ye Göre Ahlaki Gelişim Dönemleri
Piaget'ye göre okul öncesi döneminde kural kavramı bulunmaz. Bu sebeple okul öncesini kapsayan bu evrede ahlak, söz konusu olamaz. Bu yüzden bu dönem ahlak öncesi dönem olarak adlandırılır.
Dışa Bağlı Dönem - Otoriteye Bağımlı Dönem (6-10 yaş)
"3 lira çalan mı, 5 lira çalan mı suçludur?"
sorusuna cevaben çocuk, 5 lira çalan kişiyi daha suçlu bulur.
Çocuk, bu evrede ahlak kurallarına cezadan kaçmak için uyar. Bu da beraberinde otoriteye bağımlılığı getirir. Ortamda yetişkin/otorite olmadığı zaman çocuğun kuralları ihlal etmesi kaçınılmazdır.
Bir üniversitenin bir bölümünde profesör, sınav yerine bir film getirerek öğrencilerin derste gördükleri konuları dikkate alarak analiz etmelerini ister. Toplam 130 öğrenci olduğu için bazı öğrenciler, nasıl olsa fark edilmem, düşüncesiyle İnternet'ten indirdiklerini yazıp verirler. Bazı öğrenciler ise aynı ödevi kopyalayıp verir.
Özerk Dönem - Bağımsız Ahlak (11+)
Burada somut sonuçtan çok niyete bakılır. Niyet (amaç) iyi ise davranış ahlaklı, bireyin niyeti bozuk ise davranış ahlaksızdır. Artık iyi bir amaç için kişi yalan söyleyebilir ya da hırsızlık yapabilir. "Robin Hood" bu yaşların en büyük kahramanıdır. Çocuk ahlak kurallarına cezadan kaçmak için değil, herkesin yararına olduğu için uyar.
Bir doktor yapılabilecek her şeyi yaptıktan sonra hastayı kurtarmak için rahatlıkla bir bacağı/ kolu kesip atar. Bu durumda kimse doktoru suçlamaz hatta takdir eder.
Kohlberg'e Göre Ahlaki Gelişim Dönemleri
Gelenek Öncesi Düzey
Bu düzeyde birey, tamamen bencildir. Ahlak kurallarına yalnız kendi menfaatini düşündüğü için uyar. Konulan kurallar bireyin çıkarına uygunsa uygulanır, değilse uygulanmaz.
I. Evre: Ceza ve İtaat Eğilimi
Bu evrede kişiyi ahlak kuralına uyduran temel neden cezadan kaçmaktır.
Kişi trafik kurallarına uyar çünkü uymazsa ceza alacaktır. Eğer ceza almayacaksa kurallara uymaz.
II. Evre: Saf Çıkarcı Eğilim - Araçsal İlişkiler
Bu evrede kişi uzun vadede, kendisinin yararına olacaksa kısa vadede bedel öder. Kaz gelecek yerden tavuğu esirgemez.
Birey komşusunun istediği ekmeği verir çünkü daha sonra o da ondan bir şeyler isteyebilir.
14 yaşındaki Aslı "dedem ve babaannemi çok seviyorum" şeklinde konuşmaktadır. Gerçekte ise Aslı'nın amacı dedesi ve babaannesine gittiğinde onların verdiği harçlık, gözlük ve cep telefonu gibi hediyeleri almaktır.
Geleneksel Düzey
İçinde yaşadığı topluma uymak, toplumu/grubu takip etmek önemlidir. Yalnız buradaki toplum; akrabalar, hemşeriler, yaşanılan bölge ya da şehir gibi küçük gruplardır.
III. Evre: İyi Çocuk Olma Eğilimi - Kişiler Arası Uyum
"Başkaları ne der?" kaygısı ile birey, bu evrede ahlak kurallarına uyar. Başkalarının gözüne girmek ve başkalarına iyi görünmek birey için en önemli kriterdir.
Birey bir şirkette ya da devlette üst düzey yönetici olduğu zaman tanıdıklarını ve akrabalarını işe aldırır çünkü onların gözüne iyi görünmek zorundadır.
IV. Evre: Kanun ve Düzen Eğilimi
Bu evrede kişiyi harekete geçiren temel düşünce var olan düzenin korunmasıdır. Toplumu, grupları, kurumları korumak önemlidir. Kişi kurumlara karşı olan ödev ve sorumluluklarını sorgulamadan yerine getirmelidir. Sonucu ne olursa olsun kanuna itaat, mecburiyet arz eder.
Türkiye'de büyüklerin ve yaşlıların elini öpmek ahlaki bir görenek iken bazı ülkelerde bu durum saçma bir davranış olarak değerlendirilir. Türkiye'de yaşayan insanların bir bölümü ise yaşlıların elini öpmeyi ahlaki bir zorunluluk olduğu için yaparlar.
Gelenek Ötesi Düzey
Soyut düşünce hakimdir. Bu düzeye çıkabilen insan sayısı çok azdır. Kurallar üzerine düşünmeye ve kuralların eleştirilmeye başlandığı evredir.
V. Evre: Sosyal Anlaşmalara Uyma Eğilimi
Kuralın herkesin yararını ve hakkını koruyup korumadığına bakılır.
VI. Evre: Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi
Özgürlük, adalet gibi evrensel ilkeler önemsenir.
İş başvurusunda tanıdıklarına öncelik vermek adaletsizliğe yol açmaktadır. Burada kişi tanıdıklara yardım etmeyi adaleti dikkate alarak reddetmektedir.
Evrensel ahlak ve Sosyal sözleşme evreleri birbirinden ayrışamadığı için Kohlberg daha sonra bu evreleri birleştirmiştir.
Adam İlacı Çalmalı mıdır?
22 Yorumlar
Faydalı bir yazı olmuş. Söylenenler de doğru, herkes kendine uygun olanı uygulamaya çalıştığı için çatışmalar sürüyor ve bir birlik yok. Paylaşım için teşekkürler.
YanıtlaSilDuygu Emanet,
SilHerkesin aynı fikir ve görüşte olması neredeyse imkansız. Çoçukluk dönemi ve çevre düşüncemizi etkiliyor. Burada olmanız sevindirici, ben teşekkür ediyorum.
Bir çırpıda okuduğum bir yazı oldu, kaleminize sağlık. İlacı çalmasın, ilacın yapılışını yazan bir formül varsa onu çalsın:-)) Yada formül yazılı değilse eczacıyı kaçırıp formülü zorla öğrensin, sonra da bu formülü diğer insanlara, daha uygun fiyata satacak eczacılara versin:-))))
YanıtlaSilSzgnBsl,
SilMutlaka çalmalı fikrindesiniz, yani eşini kurtarmak uğruna o ilacın çalınması gerektiğini düşünüyorsunuz. Biraz farklı yöntemleriniz var ama yine de karşımıza dikilen kapının anahtarı, çalmak ile bulunuyor. Burada olmanız ve yazının tamamını okumanız sevindirici. Teşekkür ediyorum.
İnsanların çaresizlik karşısında neler yapabildiğini sık sık görüyoruz, çalmak bunlar arasında belki de en masumlarımdan olabilir ☺️
SilSzgnBsl,
SilÇok doğru. Küçük bir örnek verebilirim. Koşmayı çok seviyordum. Eskişehir'de sürekli koşuyordum. Günün biri epey yol alınca, " Hay Allah, çok yoruldum. Bu yorgunlukla nasıl eve döneceğim." deyip düşünüyorken birden köpek kovalamaya başladı ve ben, sanıyorum bu çaresizlik ile Eskişehir'i baştan başa turladım da anca kendime gelebildim.
Endonezya'da yaşlı insanların ellerini öpmek için hala genç bir kural var, ancak yavaş yavaş bu kültür aşınıyor, bunu eski olarak gören bazı insanlar da var. Öğrenciler ayrıca okulda veya sokakta buluşurken öğretmenlerin ellerini selamlıyor ve öpüyor. Buna ahlak denir. Ayrıca kibarca konuşmak ve konuşmaları nedeniyle sıkıntı içinde olsanız bile yaşlılarla tiz olmamak
YanıtlaSilNaia Djunaedi,
SilEl öpmenin Türkiye'ye özel olduğunu düşünüyordum. Bizler de büyüklerimizin ellerini öperiz. Bu kültür bizde de aşınıyor. Dünya, tek bir köye dönüşüyor.
Yazınızı ilgiyle okudum. Verilen örnekte kadının ilacı eczaneden almaya giden kişiyle yakınlığının ve aralarındaki bağın önemli olduğunu düşünüyorum. Burada kadının kocasından bahsediliyor. Eğer adam gerçekten karısını ölümden döndürecek bir ilaç olduğunu biliyor ve eczacı piyasa fiyatının on katı fiyat istiyorsa, üstelik her yolu denemesine rağmen bunda başarılı olamıyorsa imkan bulduğunda yasal olan ya da olmayan her şeyi deneyecektir. Bireysel olarak cana kastetmediği sürece adamı haklı bulur, davranışını ahlaksızlık olarak nitelemem. Örneğin bir anne çocuğunun yaşamadı için ölmeyi göze alabildiğine göre belki birini yaralayıp öldürmez ama yasal olmayan bazı şeyleri kendine zarar getirse bile yapabilir. Aynı şekilde fahişelik yaparak çocuklarının karınlarını doyuranları ahlaksız olarak niteleyemem.
YanıtlaSilKaystros Tyrha,
SilSon evreleri üstün körü geçmiştim. Söyledikleriniz son evre ile bütünleşiyor. Bu son evreler insan hakları esasına dayanıyor. Çoğu insan, bu üst evreye geçemiyor çünkü bu evre insan yararını gözetiyor. Teşekkür ediyorum.
Müfred,
YanıtlaSilTüm insanlığın aynı fikirde toplanması çok zor. Dediğinize güldüm ama son evreler, üst evre olarak geçiyor. Yani orada istediğiniz düzenli bir hayat fikri sağlanabilir ama o evreye geçiş zordur.
heinz ikilemi olarak hatırlıyorum ben bunu. ben de hiç düşünmeden ne pahasına olursa olsun çalardım lakin ilacı ulaştırdıktan sonra eczacıya gider, ilacı çaldığımı söyler ve gereği neyse yapmasını da isterdim. diğer türlü bana başka bir vicdani ağırlık olarak dönerdi.
YanıtlaSilBurcu,
SilEvet, doğru hatırlıyorsunuz. Ucu açık bir soru olduğunu biliyorum ve burada, okuduğum yeni fikir üretimleri ile her insanın kendine has bilişsel becerilerinin varlığını yeniden hatırlıyorum. Kutlarım, sanırım gönlümden geçenler de buna yakındır.
İlacı çalardım...
YanıtlaSilAhlak öncesi dönemin saflığında olaya bakar,yoluma devam ederdim.
ceza ise ceza bedelini öderdim...
Evrensel ahlakı evrelerine çok şükür erişip,inanıp öyle yaşasam bile,,,
İlginç yazıydı.Emeğinize sağlık.
Merih'in Atmosferinde,
SilMutlak zorunluluk olağan fikirleri tamamen değiştirebiliyor, evet. Bu soruya ne kadar cevap versek de sorulanı yaşamadığımız için bütün benliğimizle yanıtlayamıyoruz soruyu. Çok güzel, burada farklı yanıtlar ve düşünceler keşfediyorum. Teşekkür ederim.
Eğer insan hayatının değeri bir anlamı olmayan kağıt parçasına bağlıysa gözümü kırpmadan çalarım ilacı. Batsın bu düzen.
YanıtlaSilAynadaki Yansıman,
SilKöpek sizi kovalıyor ne yaparsınız, sorusuna arkama bakmadan kaçarım yanıtını versek de köpeğin bizi kovaladığı gerçeklikte yaptıklarımız/hissettiklerimiz çok farklı olacaktır. Teşekkür ediyorum.
Pedagojik Formasyon aldığım günleri hatırladım, benim için güzel bir toparlama oldu bu yazı:) Teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilEşi bilmem ama bir insan -dilerim kimse çaresiz kalmasın- çocuğu için muhakkak çalar o ilacı. Ben çalardım ve cezama razı olurdum. Kimisi yine çalar ama kendini haklı görür ve cezasını çekmek istemez, o ayrı.
Öncelikle yazınız çok güzeldi. Elinize,emeğinize sağlık :) Ben ilk başta çalmasını istedim çünkü karısını kurtarmalı ama sonrasında bu konu ile onun tanrı tarafından sınandığını ve bu yüzden çalmaması gerektiğini,dürüst davrandığı takdirde bu ilacın ona bir şekilde ulaşacağını düşündüm.
YanıtlaSilÇalardım galiba...
Kendi Dünyasında,
SilOkuduğumuz bu örneklemenin yalnız başka insanlara ait olabileceğini düşünüyoruz. Örneğin evi sel basabilir ama o ev, bizim evimiz olmayacaktır fikriyle yaşıyoruz. Başımıza gelince de mantıksal bütün cevapları es geçebileceğimizi düşünüyorum.
Evrensel ahlak ilkeleri aşamasına gelmek çok uzun bir süreç...
YanıtlaSilYurdakul Çelik,
SilBurada olmanız güzel, teşekkür ediyorum.
Ne düşünüyorsunuz?