Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi | Marifetname - Kıyafetname - Siyah Ekran | Dergi

Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi | Marifetname - Kıyafetname



 Bu alem baştan sona bir hikmet sayfasıdır. Manasını anlayabilen için cennet sayılır. Bakmasını bilmeyenlerin gözüne ise bir bela zindanı, bir eziyet ve üzüntü, sıkıntı kuyusu olarak görünür.

 

Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi ile edebiyat derslerinden tanışığızdır. O, ismini ve eserlerini ezber ettiğim birçok yazar arasından Marifetname adlı eseri ile beni büyülemiştir, çünkü bu eserin kıyafetname isimli bir bölümü vardır ki efsunlanmamak mümkün değildir... Bu eserde, insanların fiziki özelliklerinden yola çıkılarak karakter analizleri yapılır. Kıyafetname bölümü Marifetname içerisinde yer alan bölümlerden sadece biridir. Bu yüzden eseri, yalnız kıyafetname ile sınırlandırmadan önce Marifetname hakkında küçük notlarımı da buraya işlemek istiyorum.


 Her yağmur damlasını bir melek indirir ve kıyamete kadar ona bir daha nöbet gelmez.

 

Marifetname, İbrahim Hakkı Efendi'nin engin deneyimlerini kapsar. Öyledir ki matematikten burçlara coğrafyadan astronomiye kadar hayatın içinde yer alan binlerce konuya değinir. Eserin tamamını okudum demek beni yalancı çıkarır, çünkü sayfa sayısı 4 basamaklı olan bu kitabı bitirebilmek hiç de kolay olmasa gerektir. Yine de hızlıca da olsa kitabı yarıladığımı söylemem mümkündür.




Çünkü hava ve rüzgar olmasa her şey kokar, bozulur ve karada yaşayan bütün canlılar helak olurdu.

 

Bazı şeyler o derece açıkta ve göz önündedir ki bu yakınlık, onların görülmemesine, fark edilmemesine sebep olur. Her gün binlerce kez nefes alırız. Nefes, bizi hayatta tutan yegane ihtiyaçlarımızdandır, oysa kaç kez aklımıza şu an nefes alıyorum fikri gelir? Bu işleyiş devamlıdır ve bu devamlılık onun saklanmasına, unutulmasına sebep olur. Rüzgar üzerine olan yukarıdaki alıntıyı okuduğumda aklıma direkt nefes geldi. Rüzgar da doğanın nefesi olsa gerektir. Rüzgarın olmayışı ile her şeyin kokması fikrine şu zamana kadar erişememiş olmam gözümün önünde olanları göremediğimin teminatını oluşturur.


Oldu ebyatı cümle yüz doksan

Bin yüz altmışbeş idi sal ey can


(Ey kişi! Beyitlerin tamamı 190'dır. Kitabı yazdığımda da yıl 1752 idir.) Günümüzden 300 yıl önce yazılmış bu eser, efsunuma efsun katacak bir başka sebep idir. Yüzlerce yıl önce öğrenilip kağıda geçirilen bu eserin bize kadar ulaşması benim için fazla düşündürücü. 





İnsan Fiziğine Göre Karakter Analizi / Kıyafetname


1. Boyu uzun olan saf akıllı olur.

2. Boyu kısa olanın hilesi çoktur.

3. Orta boylu olan kişi akıllı ve güzel huylu olur.

4. Saçı sert olan keskin zekâlı olur.

5. Saçı yumuşak olan ebleh ve arsız olur.

6. Saçı sarı olanın işi gücü kibir ve gazaptır.

7. Saçı kara olanda sabır vardır. Böyleleri ile yakınlık kurmaya bak.

8. Saçı kumral olan ise güzel, huyca eşsizdir.

9. Saçı seyrek olan ârif ve zarif bir kişidir.

10. Saçı çok olan kadının anlayışı kıt olur.

11. Başı küçük olan kişinin aklı da az olur. Böylelerine sakın sırrını söyleme.

12. Başı büyük olanın aklı çok olur.

13. Başının üstü yassı olan keder çekmez.

14. Başının cildi sağlam olan hayır işler; şer işlemez.

15. Başı kel olana yakın olma. Böylesinden sakın ki, kötü huylu olur.

16. Alnı dar olanın ahlakı da dar olur.

17. Alnı yumru olan kötü ve aldatıcı olur.

18. Alnı enli olanın kötü huyluluğu hastalık gibidir(ondan gitmez).

19. Alnı düzgün olan kişiyi emniyetli bil.

20. Alnı kırışıksız olan şüphesiz tembel olur.

21. Alnındaki kırışıklar uzun olan anlayışlı olur. Kırışığı az olan cömert olur.

22. Kaşları arası kıvrımlı (kırışık) olan kişi baştan sona gam yüklüdür.

23. Kulağı büyük ve enli olan cahil ve tembel olur.

24. Kulağı küçük olan hırsızdır. Kulağı orta büyüklükte olan ise dürüsttür.

25. Kaş ucu ince olanın işi gücü fitnedir.





26. Kaşı çok kıllı olan gönlü kırık ve kederli olur.

27. Kaşı açık olan dürüsttür. Kaşı çatma ise hırsız olur.

28. İnce kaş güzeldir ama bunun da uzunu kibirlilerde bulunur.

29. Kaşı kavisli olan her zaman dilber olur.

30. Gözün çukur ve eğik olması kibirlilik alâmetidir.

31. Kara gözlü olanlar itaatkâr olur. Gözün kanlı olması ise yiğitlik alametidir.

32. Gözleri gök olan zekîdir. Ela gözlü ise edebli olur.

33. Gözü küçük olan hafif bir kişiliğe, gözü büyük olan ise zarif bir kişiliğe sahiptir.

34. Gözü yumru olan hasetçi olur.

35. Kıpık gözlü olan yaramaz ve çirkin olur.

36. Noktalı göz ok gibidir. Böylesinin gözü başkasına çok değer (nazarı dokunur).

37. Tek gözlüye yakın olma; sık bakan ise emniyetli sayılmaz.

38. Şaşıya hiç bakma ki sana eğri (kötü düşünerek) bakar.

39. Gözü güleç olan güzel olur. Kirpiği sık olan ise eşsizdir.

40. Yüzü büyük olan hastalıklıdır. Küçük yüzlü olmak ise kibir alametidir.

41. Yüzü yumru olan ahmak; yassı olan güzel olur.

42. Yüzü arık olan borcuna sâdık değildir. Yüzü etli olan ise sakil olur.

43. Yüzü hayli uzun olan konuşurken yalan konuşur.

44. Yüzü sert olanın genellikle sözü acı olur.

45. Yüz, değirmi gerekir. Dolunaydan parlak olmalıdır.

46. Tebessüm eden bir yüze bakanlar rahatlık bulup kam alır.

47. Benzi kızıl olan edeblidir.

48. Benzi sarı olan hastalıklı; siyaha çalan ise tevekkel olur.

49. Gözleri gök veya mâvi olursa ondan uzak olmaya bak.

50. Rengi ortada olan yüz hem ak hem kızıl olur (yanak ve alın).





51. Burun biraz uzun ise sâhibinin anlayışında biraz kıtlık vardır.

52. Burnu kısa olanın içinde korkusu çok olur.

53. Burnunun ucu top olan kişi neşeli olur.

54. Burnunun ucu ağzına yakın olan adamdan kendini sakın.

55. Burun delikleri geniş olursa, kibir ve haset alametidir.

56. Burnunun iki kanadı hareketli olan kişide kahır ve inat bir aradadır.

57. Burnu geniş olan kişide şehvet hastalık halini almıştır.

58. Burnu eğri olan kişi himmette bulunmayı düşünür.

59. Ağzın küçük olması güzelliktendir ama böyle kişi korkak olur.

60. Ağzı büyük olan yiğit eğri olan ise kötüdür.

62. Burnundan konuşan kişinin bu özeliği kibrine dalâlet eder.

63. İnce sesli erkeğin işi gücü şehvettir.

64. Erkek sesli kadın ise çoğunlukla yalan söyler.

65. Sözü hızlı söyleyenin anlayışı yüksektir.

66. Sesi kaba olanın himmeti de vardır, merhabaya değer.

67. Sesi çatal olan kişi halka fazlasıyla kötülükte bulunur.

68. Gülüşü çok olan kişiden hayâ beklenemez.

69. Yüzü güleç ve sözü tatlı olan kişi ne aziz kişidir.

70. Yufka ve kırmızı dudaklı kişi iyi ilim tahsil eder.

71. Dudak etli olursa sahibi kızgın ve sakil olur.

72. Dişleri iri olan kişi çoğunlukla kötülük yapar.

73. Dişi orta irilikte olanın işi doğruluk ve esenliktir.

74. Kokusu güzel olanın huyu da hoş olur.

75. İnce çeneli erkekte akıl az olur.

76. Çenesi enli olan kişi sert ve kaba olur.

77. Çenesi orta halli olan akıllı ve güzel olur.

78. Sakalı uzun olan kişi hünersiz olur.

79. Sakalı sık olan sakil olur. Böyleleri sözü uzatır da uzatır.

80. Kara ve seyrek sakal zekaya delildir.

81. Hiç sakalı olmayan kösenin hilesi pek çok olur.

82. Sakalı değirmi olan kişi olgunluklarla doludur.

83. Kafası geniş olan ahmak olur.

84. Boynu çok uzun olan kişide olgunluk az olur.

85. Gerdanı ince olan ise câhil olur.

86. Boynu kalın olan kimse gece gündüz tıkınır oburlaşır.

87. Boynu kısa olanın hîlesi çoktur.

88. Boynu orta uzunlukta olan kişi hayırlı işler ile uğraşır.

89. Her yeri orta halli olan kişi şüphesiz bir dilber olur.


İnsanlar, dış görünümlerini genlerinden alır ve bunları seçemez. Bunun bilincindeyim, yine de bazı maddelerin deneyimler sonucu isabetli olabileceği kanısındayım. Boyu kısadır deyip öncesinden "Bu kişinin aklı da kısadır ben, bu insana hiç yanaşmayayım" fikri benim için hiç de mantıklı değildir. Bu durum, tabelayı görüp yazısını okumamaya benzer. Bütün bunlarla beraber kıyafetin - kıyafet demek ile ne demek istediğim umarım anlaşılıyordur - insan için çok anlamlı olduğunu düşünürüm. İnsanı tez elden kıyafeti ile değerlendirmek yanlış olsa da isabetli varsayımlar eşliğinde çıkarımda bulunmak, her zaman beni heyecanlandırmıştır.




Ne Okusam?

İsmet Özel Okurken Aklıma Düşenler Okumak İçin Tıklayınız...

Psikoloji - Neden Kötü Hissediyorum - İyi Hissetmek  Okumak İçin Tıklayınız...


Yorum Gönder

15 Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi'yi ve onun eseri olan Marifetname'yi bilmeyenimiz yoktur. Fakat bu zamana kadar Marifetnameyi inceleme fırsatı olmamıştı. Ancak, az açok içeriğini tahmin edebiliyorum. Söz konusu Marifetname'nin içinden paylaştığınız "Kıyafetname" bölümü de gerçekten çok ilginçmiş. Kıyafetnamede bahsedilen tanımlamalar her ne kadar genel anlamıyla insan karakterleriyle benzeşse de birebir aynı olduğunu söylemek pek mümkün değildir.
    Bu güzel ve yararlı paylaşımınız için teşekkür ederim. Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Recep Bey, sağ olunuz. 300 sene evvelinden "Marifetname" gibi bir kitabın yazılması benim için hayret vericidir. İçeriğinde yalnız "Kıyafetname" bölümünün olmadığını bilmek gerekir. Bu hayret bana şu soruyu getirir, acaba geçmiş seneler sandığımızdan daha mı fazla bilgi dolu yıllar idi? Bu soruyu da Mısır Piramitleri destekler olsa gerektir.

      Sil
  2. Rüya tabiri gibi kişilik analizi :D Bir öyle bir böyle olduk. :) Ben her konuda yazan, konuşan insanlardan eserlerden uzak dururum genelde.
    Nefes aldığımız konusunda ne kadar bilinçsiz olduğumuz doğru. :) Ben nefes egzersizi yapmaya başladığımda fark ettim. Hiçbir şeyi deneyimlemiyor, tat almıyoruz aslında. Ama su içerken bile bu yaptığımızı düşünmek ve hissetmek daha çok doygunluk sağlıyor sanki. :) Biraz daha bakacağım şimdi şu analizlere. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eksik olmayınız, bir insanın bütün konular üzerine konuşabilmesi bana göre de alimlik değil cahilliktir ama İbrahim Hakkı Efendi'yi bu kişilerden ayrı tutarım çünkü onun konuları bir bütünü oluşturur.

      Sil
  3. Açıkçası marifetnağme kitabını çok duydum ama içerisinde kıyafetnağme diye bir bölüm olduğunu hiç duymamıştım. Kitabı çok yönlü ele almışsın. Seçtiğin alıntılarda çok merak uyandırdı doğrusu. Kitabın sayfa sayısı okumamızı erteliyor doğrusu. Birde hangi çeviri daha doğru diye kafam takılıyor hep. Bu güzel paylaşımın için teşekkür ederim. Yoğun emek harcamışsın. Saygılarımla. Vesselam...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnternet üzerinden araştırmak istemiştim, sonra kitabın bütünü karşıma çıkınca hızlı da olsa okumak istedim. Çünkü yüzlerce kez duydum kendisini. Olaylara şahsi bir göz ile bakmakçün de alıp yarısını okudum. Ben de size teşekkür ederim. Yazmanın yanında okumak da teşekküre değer.

      Sil
  4. Size hak veriyorum ama insanların dış görünüşlerinden hareketle varsayımlarda bulunmanın bazen isabet tutturduğuna inanıyorum. Yine de bu, örneğin bütün burnu sivri insanların kötü karakterde olduğu sonucuna ulaştırmıyor. İnsanları tanımanın yolu konuşmaktan geçiyor. Aslında konuşarak da insanı tanımak, bir hayli zor. İnsanı tanımanın bin bir çeşidi var doğrusu.

    YanıtlaSil
  5. Kitabı çok duysam da okuma fırsatım olmadı. Yaptığınız alıntılar merak uyandırıcıydı. Dış görünüş üzerine tespitler ne kadar isabetli bilemem ama bazen görür görmez hiç hoşlanmadığımız ya da tam tersi çok sevdiğimiz insanlar oluyor. Belki fiziksel görünüş sandığımızdan fazla etki ediyor bize.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstemesek de kıyafetin davranışlarımızı etkilendiği düşünürüm. Bu, yukarıda yazanlar tamamen doğru demek değildir ama yine de fikrim bu yöndedir. Örneğin takım elbise giyilen bir zaman dilimi ile şort giyilen bir zaman dilimde ruh halimiz aynı mı kalıyor?

      Sil
  6. marifetname çok önemli tabii yaa :) böyle güzel bir de "envarü'l aşıkın" ve "kutu'l kulüp" var onlar da müthiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kitapları hiç duymadım ama kıyafetname eseri yalnızca Hakkı Efendi'nin olmasa gerektir. Onlara da kısaca bakacağım. Teşekkür ederim :)

      Sil
  7. İbrahim Hakkı hazretleri "Marifetname" eserini biliyorum. Kütüphanemde mevcut şu sıralar ödünç verilmiş durumda kendileri, dediğiniz gibi edinilen bilgiler ışığında kişileri kesin olarak yargılamak yanlış olur, daha iyi yargı yapabilmek için İbrahim Hakkı gibi düşünebilmek gerekir. (yani yazarın bakış açısından) Bilgileri sadece ön bilgi ve bir sezi gibi değerlendirmekte fayfa var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Buraya yazılanlar ile İbrahim Hakkı değerlendirmesi yapılırsa onun manevi hakkı çiğnenmiş olur. Çünkü kitabı okumaya başladığınız andan itibaren kelimelerin saygınlığına tanık oluyorsunuz ki kelimeleri bu denli saygın olan birinin kendisi, büyük saygıları hak etse gerektir.

      Sil
    2. Kastetmek istediğim o değildi, okurun bilgileri doğru yorumlama yapabilmesi için İbrahim Hakkı Hazretlerinin bilgi ve irfanına sahip olabilmesi gerekir, bu sebeple okurun sadece bu kitaptan edindiği bilgi ile kesin bir yargıya gitmesi doğru olmaz. Çünkü kendi cılız bilgisi ile yorumlama getirir, insanlar üzerinde yargı sağlamaya çalışırsa, yanılgıya düşer, hata yapar. Ayrıca Marifetnağme'nin içerdiği bilgileri değerlendirebilecek bir bilgiye sahip değilim.

      Sil
    3. Sağ olunuz, aynı şey üzerinde olduğumuzu düşünüyorum. Ben bir başka dilde "elma" diyorum siz de bir başka dilde "elma" diyorsunuz. Anlaşamadıysak bu sebeptendir, eksik olmayınız. Çok teşekkürler.

      Sil

Ne düşünüyorsunuz?