Türk Eğitim Sistemi | İlber Ortaylı | Herkesin Üniversiteye Gitmesi Yanlıştır |Türkiye'de Eğitim | Okul Yönetimi - Siyah Ekran | Dergi

Türk Eğitim Sistemi | İlber Ortaylı | Herkesin Üniversiteye Gitmesi Yanlıştır |Türkiye'de Eğitim | Okul Yönetimi


 

 Eğitim sistemi problemlerimiz dünden bugüne kolayca üstesinden gelinebilecek sorunlardan değildir. Günü kurtarmak üzere yapılmış her faaliyet, bizi ileriye taşımayacaktır. Getireceğimiz her günübirlik bir çözüm, bugünün sorunlarını çözmekle beraber geleceğin sorunlarına çözüm bulmakta yetersiz kalabilir. Bizler, günübirlik politikalara değil kalıcı politikalara odaklanmalıyız… Bu fikirden yola çıkarak sistemin en temel problemi, sistemin sağlam temellerinin olmayışıdır, fikrine kolayca kavuşabiliriz. Her sene değiştirilen sistemleşmiş hata eğitimin kopuklaşmasına öncülük etmektedir. Eğer sağlam temeller üzerine bir inşaat gerekliyse, eğitim sistemi, bir devlet politikası olmadır.  Her sene neredeyse kökünden değişime giren bu sistem, siyasi fikirlerin değişimi ile farklılık gösterir. Bu durumda Milli Eğitim Bakanı'nın tek başına gerçekleştireceği bir başarı söz konusu olamaz. Milli Eğitim Bakanı, sistemin belirli bir ideoloji uğruna fikir birliğine varmasını sağlamak amacına değil her bireyin özgür düşünme yeteneklerinin farkına varmasını sağlamak amacına hizmet etmelidir. Verilen dersler ve içerikleri her sene değişmek üzere değil temellice düşünmek üzere tasarlanmalıdır.



 Felsefe, psikoloji ve düşünmeye açık dersler yoğunlaştırılmalıdır. Öz kültürümüz dogmatik sistem ile değil düşünsel sistem ile geliştirilmelidir. Bu değişimi sağladığımızı varsayar isek diğer ıslah edilmesi gereken madde, akademik başarının eğitim sistemimizdeki en önemli kabiliyet olarak görülmesidir. Derslerde iyi not alan sınavlarda da başarılı olan çocuklar, herkesin iltifatı altındadır diğerleri ise başarısızlar listesinde kendilerine yer bulurlar. Yaşamsal başarı olmaksızın akademik başarı tek başına yetersizdir. Çünkü eğitim, insanları hayata hazırlamaktır… İlber Ortaylı, herkesin üniversiteye gitmesi yanlıştır, der. Çünkü herkes üniversiteyi akademik başarının tek başına yeterli olduğu alan olarak düşünüp tercih eder. Mesleki okul eğitimleri, tekrar gündeme gelmelidir. Bu eğitim okullarına giden öğrencilerimize çoğumuz küçümser gözlerle bakarız. Çünkü yalnızca başarısız saydığımız öğrencileri bu okullara göndeririz. Meslek okullarının puanları arttırılmalı ve el becerileriyle beraber akıl becerileri de geliştirmelidir. Bu bağlamda okul dersleri içerisine bol miktarda uygulamalı dersler eklenmelidir. Beden Eğitimi dersi, yalnızca eğlence vakitleri olmamalı açık havadaki fiziken yetkinleşmeyle beraber zihnen de yetkinleşme sağlanmalıdır. Ders içerikleri uygulamalarla donatılıp teorik derslerin yanında aşçılık, izcilik, atletizm, toplum önünde konuşma, kitap okuma alışkanlığı, doğru kitap okuma, medyacılık gibi uygulamalar ders içeriğine konulup sınıf dışı etkinlikleri olarak da yemekhane, okul bahçesi, konferans salonu, okul dışı mekanlar gibi farklı yerlerde uygulamalı derslerle faaliyete geçmelidir. Uygulamanın faaliyete geçmesiyle doğru meslek seçimleri ve hayat tercihlerindeki isabet oranları da artacak mutsuzluk oranı azalacaktır. Ne yazıktır ki günümüzde, yalnız popüler meslekler (mecburen!) tercih edilip yetenekleriyle yaptıkları bağdaşmayan ve mutlu olamayan birçok meslek sahibi bulunur. Bu anlatıda her şey birbiri ile bağlantılıdır. Anlatılan sistemin etkinleştirilmiş olduğunu varsayarak isek bir açığı daha kapatmış oluruz, öğretmen seçimleri.




 Öğretmen seçimlerimizi yalnızca akademik başarı ile seçiyor oluşumuz zeki, mantıksal ama kabiliyetsiz, bildiklerini aktaramayan öğretmenlerin iş başına geçmesine olanak tanır. Küçük yaşlarda öğrenilen uygulamalı dersler, öğrencinin yeteneklerini ortaya çıkarıp doğru meslek seçimlerine yönelmelerine fırsat tanımıştır. Uygulamalı derslerle beraber uygulamalı sınav sistemine de geçilmelidir. Çünkü öğretmenlik yapacak kişinin akıllı olduğu kadar kabiliyetli, bu mesleği yapmaya istekli ve duyarlı bir kişi de olması gerekir. Bu sorunun çözümünde yeterli rehberlik hizmetleri, kişinin kendisini tanımasına olanak sağlayabilecek kişilik testleri başlangıç olabilir. Özet olarak zincirlenmiş eğitim sisteminin bu hali öğrencileri, üniversite seçimlerinde de etkileyip doğru tercihler ile doğru yerlere gelmelerini sağlar. Günümüz sistemi içerisinde okumayı sevmeyip öğretmenlik bölümünü seçenler, tarihi sevmeyip tarih okuyanlar, İslami bilgilere ilgi duymayıp ilahiyat okuyanlar hiç de az değildir




Yorum Gönder

6 Yorumlar

  1. Yazdıklarınıza hak veriyorum. Kendi zamanımda yaşadığım sorunları geçtim, aradan onca sene geçmesine rağmen (insan zaman geçince ister istemez olumlu bazı gelişmeler görmek istiyor) orta okul son sınıfa giden kardeşimin aldığı eğitim, öğretmenlerin durumu gerçekten üzücü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sistemi değiştirmek zor, işe kendimizden başlamalı.

      Sil
  2. Bir öğrenci olarak bu durumdan çok endişeliyim. Yazınıza hak veriyorum. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olumsuzlukları kadar olumlu tarafları da var eğitimin. Sen kendini kurtarabilecek niteliktesin, endişeye lüzum yok. Azmettiğin yol üzere gider isen başarabilirsin. :)

      Sil
  3. Mesleki eğitim okulları şuan için çok berbat bir haldeler, katılıyorum, mesleki okulların geliştirilerek daha iyi hale getirilmesi gerekiyor ama ne yazık ki her geçen gün daha kötüye gidiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir şeylerin değişmesini istiyoruz ama önce kendimiz değişmiyoruz.

      Sil

Ne düşünüyorsunuz?