Eskinin Yokluğu Yanında Bizim Yokluğumuz Zenginlik Sayılır - Hikaye - Siyah Ekran | Dergi

Eskinin Yokluğu Yanında Bizim Yokluğumuz Zenginlik Sayılır - Hikaye

 



Hikaye


Yav! Onlar nereden bilsinler eskiyi, eski parayı. Bırak anlatma! Anlamazlar ki onlar, diyordu yaşı 75 olan; geniş omuzlu, düzgün traşlı, başında ten renginde kasket şapkalı, beyaz bıyıklı, iri yarı bir dede. Diğeri anlatmaya devam ediyordu: O zamanlar, yağ alacak kadar paramız bile yoğ idi. Babam, bana ancak 1 lira verebilmiş, 25 kuruşum olmadığı için de o kuruşluk yağdan mahrum bırakılmıştık... Sesler, boğuklaşıp uzaklaşıyordu. Demek ki, bir şeyler düşünecektim. Dudaklar durmadan hareket etmeye devam ediyordu ve ben, dudakları gözlerimle takip edip kaşlarımı, hayretle yukarıya kaldırıyordum. Kaldırıyordum ama söylenenler kulağıma varmıyordu. Düşünüyordum... Şöyle düşündüm, neden anlamayacak mışız? Bal gibi de anlıyordum. Eskinin yokluğu yanında bizim yokluğumuz, zenginlik sayılır. Bunun da bilincindeyim ama bu konuda anlaşılmayacak ne var? Anlatanın tertipli ve düzenli kelimeleri karşısında neyim noksandır ki anlamayacaktım. Benim de kendime göre hayat karşısında zorluklarım yok muydu? Hiç zorluk görmemiş bir insan mıydım? Mücadelem, eski ile mukayesede mutlaka refah sayılacak zorluklar olsa da uğruna bir savaş, yalnız eskilere mi mahsustu? Sizleri, sizler kadar anlamasam da bunun için çaba gösteriyorum sayın 75'lik! Lütfen siz de bizi anlama konusunda küçük bir çaba gösteriniz. Sizlere karşı daima sonsuz bir saygı içerisindeydim. Bilge anlatılarınız ile geçmişe ayak basıyorum. Bu bilgilerden mahrum bırakmayınız bizleri.

Yorum Gönder

0 Yorumlar