İsmet Özel Okurken Aklıma Düşenler - (Zenginleşen Yoksulluk)- Zor Zamanda Konuşmak - Siyah Ekran | Dergi

İsmet Özel Okurken Aklıma Düşenler - (Zenginleşen Yoksulluk)- Zor Zamanda Konuşmak


İsmet Özel'den “Zor Zamanda Konuşmak” kitabı, bu fikrin(Zenginleşen Yoksulluk) benim dünyamdaki kurucusudur. Bunları yazmak ile sözler üstüne iki söz ekledimse ben onu yaptım.
 


Zenginleşen Yoksulluk


-İsmet Özel okurken aklıma düşenler-


İçinde yaşadığımız (ruhsuz) teknoloji medeniyetinin gelişmesiyle birlikte yoksulluk seviyemiz de gelişiyor. Bilim, sanat, ekonomi nasıl gelişiyorsa yoksulluk da öyle gelişiyor.

Her şeyden evvel toplumun, zengin-yoksul ayırdı açlık-tokluk durumuna göre belirlenmektedir. Zenginleşen refah günlerimizde ise artık yoksul insanlar da aç değildir. Bu yoldan ilerleyince zenginlik ayırdı için tokluk durumu ortadan kalkmış oluyor. Meselenin somutlaştırılması için küçük bir örnek:
 Yoksul, vasat tabakadan ve zengin çevreden olmak üzere üç kişinin ekonomik durumlarını inceleyeceğiz.Yoksulun (1) orta hallinin(5) zengin insan tekinin ise günlük (10) para kazandığı bir dünyada bu paraların karşılığı olarak yoksul (1 ekmek) vasat kişi ( 1 ekmek ve arasına domates) zengin insan( domatesin yanına peynir de koyuyor) olsun. Bu günlerin dünyasına “Ekonomik milat” adını verelim.

Her geçen dakika ile zenginleşen dünyamızda varlığa ve yokluğa bakan gözler de değişmiştir. Aradan epeyce vakit geçmiş, elbette enflasyon şartları da düşünülmüş, güncel sistemimize göre  yoksul(64) ortanca (320) cepleri dolu(640) para kazanıyor olsun -bu veriler, ilk paranın iki katı şeklinde artarak ilerlemiştir- bu para ile yoksul( karnı tok ve eski bir televizyona sahiptir)
ortanca( lüks yaşam şartlarındandır) zengin ( lüks yaşam şartlarının da üstündedir ve tek amacı eğlenmektir) burada zenginleşen bir yoksulluk görebiliyor musunuz? Yoksul, gün geliyor ekonomik milat günlerine kıyasla daha zengin bir duruma erişiyor ama güncel sistem içinde yeniden yoksul durumda bırakılıyor. Çünkü, yoksul-zengin kıyasında yoksulun sahip olduğu dünyevi varlıklar, hep eksik gösteriliyor. Zenginlik, insan tekinin ulaşması gereken üst nokta konumunda tutuluyor. Bu üst noktaya varmak, sistemin, birey için hazırladığı bir ödev olmuştur. Oysa, üst nokta diye bir şey yoktur. Çünkü, her üst noktanın da üst noktasını isteyecek insanlar yetiştirilmiştir. Sahip olduklarımızın bir önemi yoktur, sahip olacaklarımızın rüyası ile hayatımızı devam ettirme gafleti içindeyizdir.

Modern yaşama biçimi, yoksulluk anlayışını çok farklı gözlerle incelemiştir. Elimizde Afrika'nın sahici bir yoksulluğu bulunur. Bu gayet ortadadır, insanları aç ve çıplaktır. Öte yanda çok zengin ülkelerin yoksulları, yemeklerini tereyağı ile değil de margarin ile yapar, telefonlarının tuşları bulunur. Böyle bir zıtlığın varlığı küçük bir gözlem ile ortadadır. Bizleri asıl hayrete düşüren nokta ise açlık çeken insanların, karınlarını doyurur doyurmaz meselenin büyük bir çoğunluğunu çözüyor olmasına rağmen telefon markası yüzünden yoksul sayılan insanların iflah olmaz bir tatminsizlik duygusuyla acı çektikleri gerçeğidir. Modern yaşama biçimi içerisinde yoksulluk, zaruri ihtiyaçların mahrumiyeti ile değil, elimizdekilerin onur kırıcı bir seviyede olmasıyla ölçülür. Kısacası zenginleşen bir yoksulluk, ilkel bir yoksulluktan çok daha tahammül edilemez bir durumdur.


 

Yorum Gönder

13 Yorumlar

  1. merhaba sorunuza blogumda yanıt verdim buradan da söyleyeyim dedim,
    kelime oyununu deeptone arkadaşımız yönetiyor ve isteyen herkes katılabiliyor :) tek yapman gereken bu hafta için belirlenen kelimeleri kullanarak istediğin bir şey yazmak. içinde belirlenen beş kelime geçen bir şiir, makale, hikaye, anı.. yani istediğin her tür olabilir. yazdıktan sonra da deeptone yani sadevederin.blogspot.com adresindeki arkadaşımıza bildirebilirsin ve diğer yazanları da onun yazısının altından bulup okuyabilirsin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zahmet buyurup buraya kadar geldiniz, çok teşekkür ederim. Devamlılık sağlayabilir miyim bilmiyorum, yine de denemek istiyorum.

      Sil
  2. kolay yaaa, kelime oyunu 7 diye bir başlık koyup bu haftanın kelimeleri ile bir öykü, şiir, yazı, deneme, makale ne istersen yazcan, kelimeler bak benim yazımda da var, sessiz gemi de de diğer arkadaşlarımızda da, çarşamba günü kelime oyunu 8 başlıycak, başka kelimelerle, 8 in kelimelerini andromeda arkadaşımız verdi, yazarsan bana söle de yazımın altına yazanların linklerini koyuyorum, bak yazımın altında yazan arkadaşlarımızın linkleri var, şimdilik 10 kişi yazdı, yazarlar daha :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başlığı "Kelime oyunu 7" olarak koymam şart mıdır? Yazdıktan sonra sizin ile nasıl iletişime geçmeliyim?

      Sil
    2. yani etkinliğin adı bu, başlığa istersen kendi yazının başlığını koy yazıda dersin kelime oyunu 7 diye, blogumdaki kelime oyunu 7 ye yazdım ben de dersin o kadar :)

      Sil
    3. Huh, ne kadar sevindim... Çok teşekkür ederim. Şu an deniyorum, başarabilirsem sabaha size de ulaştırırım.

      Sil
    4. acele etmene gerek yoook :) yarın da olur :)

      Sil
  3. Hikayemi tamamladım. Yarın sabah 07.00 itibari ile de yayına girecek. Umarım bu mesajımı yarın sabah 07.00'da görüp yazımı incelersiniz. Sanıyorum her şey tastamam yolundadır. Sadece beklemem gerektiğini düşünüyorum. :)

    YanıtlaSil
  4. Geri dönüşünüzü heyecanla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yazıma da koycam linkini, okuycam da tabii. sen de yazımın yorumlarındaki linklerde diğer arkadaşlarımızın yazılarını oku, yorum yap, böylece kendini de göstermiş olursun, yavaş yavaş gelirler bloguna, kelime oyunu 8 e de katılırsın istersen, ilerde sen de 5 kelime verirsin, senden yazarız, ayrıca bak pazartesi günleri ağaç ev sohbetlerimiz var, her hafta bir arkadaşımız sohbet konusu bulup yazıyor, biz de ondan görüp yazıyoruz, bugünün konusu sessiz gemi arkadaşımızdan geldi, ondan okuyup yazabilirsin sen de istersen yani, ayrıca bloglardan seçmeler yazımda bak blogları canlandırma projesi var, yeni başlıyoruz, her ay bir kitap bir film okuyup izleyip blogumuza yazıcaz, bir tema seçip, bak o yazımda link var, okurix, ona gidip okuyup istersen sen de katılabilirsin yani, böyle böyle senin de bir dolu arkadaşın olur, blog çevremiz çok keyifli :)

      Sil
  5. Çok sağ olun. Zamanımın yettiği sürece sizlerleyim.

    YanıtlaSil
  6. Merhabalar.
    Ben o kadar iyi bir okuyucu ve kitap takipçisi değilim. Bilgisayar ve teknoloji ile uğraşmaktan dolayı bilimsel dergilerin yüzünden pek kitap okuyamadım.
    İsmet Özel'in ilk defa ismini elime geçirdiğim bir "Merdiven Şiir" dergisinde duymuş ve "Benim Amcam Keman Çalar Her Hususta Biraderim Tamburidir Gece Gündüz" başlıklı bir makalede okumuştum. Bu tırnak içinde yer alan ve mısra imiş gibi sıralanan sözler kendisi için söylenmiş bir eleştiriye karşı söylenmiş olduğunu makalenin devamından anlıyorum.
    Zenginleşen yoksulluğun, ilkel bir yoksulluktan çok daha tahammül edilemez bir durum olduğunu anlatan bu güzel paylaşımınız için teşekkür eder, kaleminize ve emeğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün yorumların sizin yorumlarınız gibi olmasını isterdim. Çünkü ortaya konulan ürüne karşın yalnızca güzel veya çirkin demek, yorum yapmak olarak algılanmamalıdır. Yorum, her ne hakkında olacaksa olsun, düşündüklerini dile getirme işidir. Güzel veya çirkin, tek başına neyi ifade edebilir ki? Size gönülden ve samimice teşekkür ediyorum. Elinizi sıkı sıkı sıkıyorum.

      Sil

Ne düşünüyorsunuz?